1. Skip to Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer

Nükleer santral bir kez daha iptale mi gidiyor?

Share
Nükleer rüyamız gerçekleşti derken Rus-Türk girişimi 21,16 sent/kilovat saat fiyat verdi. Enerji Bakanlığı ve TAEK'in nükleerde yasal zemini iyi hazırlamadığı ve ekonomik krizi dikkate almadığı iddia ediliyor. İhale iptale sürükleniyor.

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizi, Türkiye'yi derin bir endişeye sevk etti. Doğalgazın kesilmesi fabrikaların durmasına, evlerin kararmasına neden olacaktı. Diplomatik ataklarla bu krizin önüne geçildi. Türkiye, enerjide dışa bağımlı olduğu için bu tür krizleri sık sık yaşıyor. Dışa bağımlılığı sona erdirme umuduyla başlatılan nükleer santral ihalesi ise tedbir alınmadığı takdirde 'yüksek fiyat teklifinden dolayı' 4. kez iptale doğru gidiyor.

Elektrik üretiminin yapılacağı nükleer santrallerin ihalesinde son aşamaya geçtiğimiz hafta ulaşıldı. 19 Ocak'ta nükleer santral ihale komisyonu tarafından üçüncü zarf açıldığında bir kilovat saat elektriğe, Rus- Türk ortak girişiminin teklifi ortaya çıktı: 21,16 sent. Bu fiyat doğalgaz, hidrolik ve kömürden de yüksekti. Birçok kesimden tepkiler yükseldi. Kamuoyunun yanı sıra bakanlık bürokratları da fiyatın çok yüksek olduğunu düşünüyor. Atomstroyexport-Inter Raoues-Park Teknik (Ciner) Ortak Girişim Grubu temsilcileri de fiyatın yüksek olduğunu 1düşünmüş olacak ki, ihale komisyonu 21,16 sentlik fiyatın olduğu zarfı açmadan, ikinci zarfı Türkiye Elektrik Ticaret AŞ'ye (TETAŞ) sundu. 'Girdi maliyetlerindeki değişim' diyerek yeni teklif sunduğunu açıkladı.

Nükleer santral ihalesi, bakanlık tarafından yarışma şeklinde yapıldığı için mevzuata göre ikinci bir teklif alınmıyor. İhale komisyonu bu zarfı kabul etmedi ancak komediye dönüşen zarfı bakanlık yetkilileri kabul etti. Mevzuata uygun olmadığı fark edilince zarf ortak girişim grubuna iade edildi. Şimdi Enerji Bakanlığı yeni bir yol arayışına girdi. Kanun çıkartılacağı ya da mevzuatta değişikliğe gidileceği öne sürülüyor. Ancak enerjide Rusya'ya bağımlılığın artması istenmediğinden ihalenin iptali için fiyatın yüksek çıkmasının iyi bir bahane olacağı da Ankara kulislerinde dile getiriliyor.

Türkiye, 45 yıldır nükleer santral için çabalıyor. 32 yıl önce, Akkuyu Nükleer Santral ihalesi yapıldı. Asea-Atom firması ihaleyi kazandı ancak firmanın kredi garantisi istemesi, sağ-sol çatışmalarının yoğunluğu ihalenin iptalini getirdi. Turgut Özal döneminde yeniden başlatılan nükleer santral ihalesi Çernobil kazasıyla yine sekteye uğradı. Benzer bir son 2000 yılında gerçekleşti.

Santralın Mersin Akkuyu'ya yapılması öngörülen son sürece 2 yıl önce girildi. Kamuoyuna her türlü yasal hazırlığın yapıldığı izlenimi verildi. Birçok firmanın ilgilendiği duyuruldu. 13 şirket şartname aldı, ancak sadece Rus-Türk ortak girişimi ihaleye teklif verdi. Birinci zarfta firmanın tek başına yarışmada yer alacağı ortaya çıktı. İkinci zarf  ise TAEK tarafından açıldı. TAEK'in 9 kriterini yerine getirdiğine karar verilen firma; güvenlik, lisanslama, teknolojik sınanmışlık, reaktör tipi gibi başlıklardan da geçer not aldı. Üçüncü zarfı ise elektriği satın alacak TETAŞ açtığında yüksek bir fiyatla karşılaştı.

Nükleer uzmanı Serdar İskender'e göre 21,16 sent/kwh çok yüksek bir teklif: "Teklif edilen fiyat, ülkemizdeki elektrik üretim maliyetinden yüzde 170 daha pahalı. İhale devam ederken fiyat değiştirilmek isteniyor. Bu nedenle dördüncü ihalenin sonuçlandırılması zor gözüküyor." İhale komisyonu fiyat teklifini değerlendirerek  TETAŞ’a bu hafta içinde bir rapor sunacak. Bu raporda ‘fiyatın yüksekliğine’ dikkat çekilecek. Başbakanın rapor doğrultusunda karar vermesi bekleniyor.

Nükleer ihalesi neden bu noktaya geldi? Okay Çakıroğlu, başında bulunduğu TAEK'in, Uluslararası Atom Enerji Ajansı'ndan önce kurulduğunu her daim övünerek dile getiriyor. Ancak 32 yıldır nükleer santral ihalelerinin iptaliyle hayal kırıklıkları yaşayan Türkiye'ye aynı müjdeyi söyleyemedi. Üstelik "Nükleer santral ihalesinin iptal olması dünyanın sonu değil" diyerek ihalenin sona ermesini de normal gördü. Yakın arkadaşı Enerji Bakanı Hilmi Güler ise her zaman Çakıroğlu'nun yanında yer aldı. Kısa süre önce Çakıroğlu istifasını Enerji Bakanı'nın masasına koyduğunda bu geri çevrildi. TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy gibi isimler nükleer gibi enerji projelerinin sonuçlanmamasında 'devletçi' bulduğu Enerji Bakanı'nı sorumlu tutuyor.

Nükleer santral ihalesinin iptal noktasına gelmesinde firmaların taleplerinin dikkate alınmaması da etkili oldu. 25 Ağustos 2008'deki Nükleer Bilgilendirme Toplantısı'nda firmalar ekonomik krizden dolayı kredi bulamadıklarını dile getirmiş, ihalenin en az 6 ay ileriye atılmasını istemişti. Üstelik taleplerden birinde öteleme olmaması durumunda fiyatın yüksek çıkabileceği, elektrik piyasasının olumsuz etkilenebileceği uyarısı da yapılıyordu. "Kaybedecek zamanımız yok." diyen Güler, bu talebi olumlu karşılamadı.

192 soru ve teklif yöneltilmişti. Kimi mevzuattaki belirsizliklerin netleştirilmesini kimi ise hazine garantisi verilmesini istiyordu. "İşin başında işi bilen insan olmamasından bu noktaya gelindi. Sonuç baştan belliydi. Söyledik, yazdık, çizdik, konferanslar verdik. Memleketin parası boşa gitmesin diye. Ama bizlere hiç kulak vermediler." Diyen emekli TAEK müfettişi Necmi Dayday'a göre, TAEK ve Enerji Bakanlığı kriterleri net olarak ortaya koymadı: "Yer etütleriyle ilgili şeyler soruldu. Ama bütün detaylar bilinmiyor. Binanın depreme ilişkin değerleri bilinecek. Kesin cevaplar ister firmalar. Yarışma deyince firma hesap yapar, en iyi fiyatı ortaya koyar, fiyatını indirir. Birçok belirsizlik olduğu için firma açıktan oluşabilecek kaybı kapatmak için fiyatı yüksek tuttu. 10 senede parasını kurtarmaya çalışıyor, yoksa bir daha kurtaramaz. Net olduğu zaman maliyet daha net ortaya çıkıyor. Kazanayım diye hesabını daha net yapar."

DEVLET NÜKLEERİ KENDİ YAPMALI
Rus-Türk ortak girişimi, nükleer santralin işletmeye girmesi öngörülen 2015'te fiyatı  30 sentten başlatmayı öngörüyordu. 15 yıl alım garantisi verilmişti, oysa 2030'a gelindiğinde bu rakam 15 sentlere kadar gerileyecekti. Bir kilovat elektriğin ortalama fiyatı ise 21.16 sent olarak ortaya çıkmıştı. 15 senede Türkiye'ye 415 milyon kilovat saat elektrik satacak ortak girişim grubunun 90 milyar dolara yakın bir para alacağı hesaplanıyor.

Firma yatırdığı parayı çıkarttıktan sonra fiyatını Avrupa standartlarına düşürecek. Dünyada nükleerden elde edilen elektrikte en yüksek rakam Japonya'da, 8 sentin altında. Avrupa ortalaması ise 3-5 sent civarında. Bakanlık bürokratlarına göre fiyat ilk etapta 15 senti aşmamalıydı. 15 sene sonra bu rakam 8 sentlerin altına düşmeliydi. Firmanın yaptığı ikinci teklifin de çok düşük olmadığı tahmin ediliyor. Bu nedenle bakanlık 'yeni bir mevzuat arayışındayız' diyerek teklifi daha da düşürmek isteyecek. Ancak fiyatın 15 sent altına düşmemesi halinde ihalenin verilmeyeceği belirtiliyor.

Enerji Bakanlığı'nın özel sektöre yaptırmaya çalıştığı bu ihale dünyada uygulanmıyor. Gelişmiş ülkeler özel-devlet konsorsiyumlarına çoğunlukla yaptırıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise çoğunlukla devlet eliyle ihaleler yapılıyor. Nükleer teknolojiler üzerine çalışan Adil Buyan, "Yeni metot denemenin zamanı mıydı?" diyerek boş yere vakit kaybı yaşandığını anlatıyor: "Devlet üç-dört tane yapmalı, sonra özel sektöre açmalı." Buyan, sadece yakıt açısından bağımlılık yaşanabileceğini öngörüyor. Ancak 100 milyon dolar civarındaki bir TIR'lık nükleer yakıtının 3 buçuk yıl yettiğini de sözlerine ekliyor. Necmi Dayday'a göreyse nükleer santral için devlet bir ortak girişim kurabilirdi. "Özel şirket bu parayı borç alıyor. Devlet de borç alabilir." Dünyada nükleer konusunda projeksiyonlar 100 yıl sonrasına göre hazırlanıyor.

Dünya Nükleer Ajansı'nın öngörülerine göre, Hindistan 2030 yılında en az 20, en fazla 70 proje yürütecek. Yanı başımızdaki Bulgaristan ise yüksek sanayi olursa aynı yıl 7 tane reaktör yapacak. Kuzey Kore'nin de durumu iyi olursa 50, kötü olursa 25 reaktör yapması bekleniyor.

Aksiyon Dergisi Sayı:738
26.01.2009
FacebookTwitter