1. Skip to Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer
Share

''Çekmece Nükleer Araştırmalar ve Eğitim Merkezi'' İnceleme Gezisi

23 Ocak 2007 tarihinde TASAM tarafından; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bünyesinde İstanbul’da faaliyet gösteren Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne (ÇNAEM) Türkiye’deki nükleer enerji konusundaki çalışma ve deneyimleri yerinde izlemek amacı ile bir inceleme gezisi düzenlemiştir.

7grup_resim

Merkezde gerçekleştirilen program; ÇNAEM Müdürü Dr. Şevket CAN’ın Türkiye’de nükleer enerji konusundaki gelişmeler ve ÇNAEM’i tanıtmaya yönelik konuşmasıyla başlamıştır. CAN, yapmış olduğu konuşmada Türkiye’nin 1955 yılında ABD ile nükleer enerjinin barışçıl amaçlara yönelik kullanılmasını öngören anlaşmayla bu konudaki tutumunu ortaya koyduğunu; 1956 yılında atom reaktörünün kurulması amacıyla 760.000 TL (270.000 $) bütçe ayrıldığını belirtmiştir. Bunun yanı sıra 1956 yılında 6821 sayılı kanunla Başbakanlık Atom Enerji Komisyonu’nun kurulduğunu ve 1957 yılında Türkiye’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın kurucu üyeleri arasında yer aldığını ifade etmiştir.

 

ÇNAEM’in 1960 yılında bulunduğu yere izafeten “Çekmece Nükleer Araştırmalar ve Eğitim Merkezi” olarak kurulmuş olduğunu, 27 Mayıs 1962 tarihinde resmi açılışı yapılarak faaliyete geçtiğini belirtmiştir.

Nükleer teknolojinin hemen her alanında faaliyet yürüten ÇNAEM’in ülkenin bilimsel, teknik ve ekonomik kalkınmasında nükleer enerjinin barışçı amaçlarla ülke yararına kullanılması hususunda her türlü araştırma, geliştirme, uygulama ve bilgilendirme çalışmalarını yürütmekte olduğunu söylemiştir. Tüm bu çalışmalardan daha önemli olarak, teorik bilgilerini uygulamaya geçirebilecek deneyimli personellerin yetişmesine olanak sağladığını sözlerine eklemiştir.

7konusmaci

Dr. Can konuşmasının ilerleyen safhasında dünyada nükleer enerji konusuna da değinmiştir. Dünyada genel itibariyle gelişmiş ülkelerde yer alan nükleer reaktörler, sayı olarak ABD’de yoğunluk gösterirken, reaktörlerden enerji ihtiyacını karşılama açısından Fransa’nın diğer ülkelerden büyük farkla önde olduğunu belirtmiştir.

Konferans sonrası TAEK tarafından imal edilen radyasyon ölçme cihazlarının tanıtımı yapılmış ve Türkiye’de yerleştirildiği şehirlerden alınan verilerin Ankara’da yer alan ana bilgisayarda düzenli raporlar şeklinde nasıl değerlendirildiği anlatılmıştır.

ÇNAEM Müdür Yardımcısı Dr. Deniz DALCI, Radyobiyoloji Biriminde Kromozom Aberasyon analizi ile kaza dozu tayininin 4 ml kan içerisinde hangi işlemler sonrasında sonuca ulaşabildiklerini anlatmıştır. Dünyada bu birimle ilgili toplam 12 laboratuvar olduğunu, dolayısıyla yurtiçi ve yurtdışından birçok kan örneklerini incelemeye aldıklarını belirtmiştir. Merkezin Metroloji Biriminde katılımcılara radyasyon ölçer cihazların kalibrasyonu (ayarlanması) hakkında bilgi verilmiştir. Hastanelerdeki tüm radyoterapi cihazlarının yılda bir kez performanslarının incelenmesi sonrası kalibrasyon laboratuarlarında 16 değişik enerji biriminde ayarlamalarının yapıldığı uygulamalarla gösterilmiştir. Bu birim aynı zamanda Uluslararası Atom enerjisi Ajansı tarafından kabul gördüğü için yurtdışından gelen uzmanlara sertifika eğitimi vermektedir.

Programın ikinci bölümünde Radyoizotop Birimi gezilmiştir. Kalın kurşun tuğlalarla örülmüş hücrelerde radyasyon içeren maddeler üzerinde uygulamalı çalışmalar gösterilmiştir. Petrol ve doğalgaz borularının üzerindeki iğne büyüklüğündeki sızıntıların saptanmasında Türkiye’de çalışmalar gerçekleştirdikleri ve bunun gibi birçok alanda sanayi dallarıyla paralel çalışmalar yürüttükleri bildirilmiştir.

7anlatim

Reaktörde kullanılacak nükleer yakıt üretim teknolojisinin ve kalite kontrollerin gösterilmesi amacıyla Nükleer Yakıt/Malzeme Birimi gezilmiştir. Girişte saf uranyum ve toryumun geçirdiği işlemler sonrası almış olduğu görünüm cam tüpler içinde katılımcılara gösterilmiştir. Uranyum ayrıştırılmasının gerçekleştirildiği cihazlar ve sonrasında toz haline gelen uranyumun preslenerek kapsüller haline getirilişi ve ardından fırınlanarak yakıt tüplerine ne şekilde yerleştirilmesi gerektiği gösterilmiştir. Türkiye’de uranyumun kapsüller haline getirilebildiği ancak uranyum çubuklarının içine yerleştirilmesi anlamına gelen zarflanmanın şu an merkezde gerçekleştirilmediği vurgulanmıştır.

ÇNAEM Müdürü Dr. Can, ağırsu reaktör çubuk modellerinde kapsüllenmiş uranyumun ne şekilde çubuklara yerleştirildiğini kömür kapsülleriyle uygulamalı olarak göstermiştir. Bir gr uranyumun üç ton kömüre tekabül ettiğini söyleyen Dr. Can, 700 MegaWatt’lık ağırsu reaktörünün bir yıllık enerji üretimi için yetmiş ton uranyum kaynağına ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin nükleer enerji konusundaki açılımlarında ne kadar hazır olduğuna yönelik bir soruya Dr. Can, ÇNAEM’in projesinin tamamen Türk uzmanlar tarafından çizilip, inşasının gerçekleştirildiğini ve yine Türk uzmanlar tarafından işletildiğinin altını çizerek; “nükleer enerji konusunda gerekli adımlar atılacağı zaman bizler tüm ekip olarak bu işi başarıyla yürütebilecek donanım ve deneyime sahibiz” şeklinde cevap vermiştir.

7inceleme

Gezinin son ayağı olarak TR-2 reaktörünün çalıştığı esnada kontrol odası ve havuz katı gezilmiştir. Kontrol odasındaki cihazların kullanımı ve elde edilen verilerin değerlendirilmesindeki aşamalar hakkında katılımcılara bilgi verilmesinin ardından araştırma reaktörünün havuz katı dolaşılmıştır.

Gezi öncesi tüm katılımcılara gün içerisinde toplam ne kadar radyasyona tabi tutulduğunu saptamaya yönelik dozimetre cihazları dağıtılmıştır. Gezinin sonrasında toplanan cihazlar okunarak, tüm gezi boyunca reaktör havuzu da dâhil bütün birimlerde radyasyon tehlikesinin söz konusu olmadığı ve her şeyin kontrol altında gerçekleştirildiği katılımcılara gösterilmiştir.

 

FacebookTwitter